Bir yüzyıldan uzun zamandır süregelen gelenek, stil ve seçkinlik….
Kempinski Otelleri dünyanın en eski lüks otel koleksiyonudur ve ilk gayri menkulünü 1897’de edinmiştir. Grup Almanya’da kurulmuş olsa da şu anda portföyü Pekin, Berlin, Budapeşte, İstanbul, Dresden ve St. Moritz gibi şehirlerde 52 aktif işletmede ve 30 imzalanmış proje aşamasında özel ve belirgin gayrimenkulle Avrupa, Orta Doğu, Afrika, Güney Amerika ve Asya’ya da yayılmıştır. Grup 2010 yılının sonuna kadar toplam işletme sayısını 100 otele çıkartmayı hedeflemektedir.
Yüz yıl kadar önce Almanya’da kurulmuş olan Kempinski Hotelleri, Avrupa’nın en güzel misafirperverlik geleneklerini uzun zamandır yansıtmaktadır. Her zamanki gibi bugün de nerede olursa olsun en yüksek standartları temsil etmeye devam etmektedir.
Hepsi çevresine son derece zarif bir şekilde uyum sağlayan oteller, kusursuz hizmetle tamamlanan lüks konaklama, mükemmel yemekler ve rakipsiz tesisler sunmaktadır. Hem tatil hem de iş misafirleri için Kempinski adı stil, asalet ve yeterlilikle eş anlamlıdır.
Dünyanın en güzel şehir otellerinin çoğunu işletiyor olmasının yanı sıra Kempinski şimdilerde yerel yetenek ve atmosferi Kempinski’nin misafirlerinin beklediği uluslararası hizmet ve lüks standardıyla bağlayan birçok heyecan verici tatil yöresinde bulunabilen bir isimdir.
Bugün Kempinski otellerinin prestijli portföyü Avrupa, Orta Doğu, Afrika, Asya ve Güney Amerika’da 52’den fazla lüks gayrimenkûlü kapsıyor. Berlin’deki Hotel Adlon Kempinski, İstanbul’daki Çiragan Palace Kempinski, Abu Dabi’deki Emirates Palace, St. Moritz’deki Kempinski Grand Hotel des Bains ve Heiligendamm’daki Kempinski Grand Hotel gibi bilinen ve yerleşik isimler uluslararası ölçekte büyüyen grubun parçalarıdır. Her bir otel ve tatil yöresi mülkün ve konumunun kendi özelliklerini yansıtan özel stille birleşik üstün hizmet standartları sunmaktadır.
KEMPİNSKİ HOTEL THE DOME
Kempinski Hotel Dome -Antalya Belek, Akdeniz sahillerinin eşsiz kumsalı ve Toros dağlarının doğal güzellikleri arasında yaklaşık 40.000 m2 alan üzerine konumlanan butik otel olarak hizmet vermektedir. Sağlıklı yaşam, dinamizm ve huzura farklı bir anlayış getiren, Türkiye’deki en iyi Spa, Thalasso terapi, güzellik merkezi ve profesyonel golf sahalarına sahip Kempinski Hotel The Dome, 139 deluxe oda, 1 kral dairesi, 17 suite ve tamamı göl kenarında 16 adet Royal villa ve 2 tane de presidential villası ile toplam 400 yatak kapasitesi ile hizmet vermektedir.
Mimarisi Selçuklu dönemini yansıtan otel, ayrıca 3.600m’lik Spa ve Thalasso merkezi ile Türkiye’ nin en büyük ve en lüx Wellness aktivitelerini sunmaktadır.
Kempinski The Dome, Selçuk’s, Lale Dining Room, Cilantro Italian Ristorante, Traders’ Spice, Palm Pavilion Bar & Grill ve Mez Zeh Lounge Restoranları ile Türk, İtalyan, Asya mutfağının seçkin örneklerini sunmaktadır. Kempinski Hotel The Dome, her biri 68 m2 olan 2 adet toplantı odasının yanı sıra daha büyük organizasyonlar için 550 m2 bir balo salonu sahiptir.
KEMPİNSKİ HOTEL THE DOME’UN MİMARİ ÖZELLİKLERİ
Otelin Giriş Kapısı
Konya’nın Beyşehir ilçesinde bulunan Eşrefoğlu Camii kapısından kopyalanmıştır. Bu camii Türk mimari eserleri arasında önemli bir yere sahip olup Selçuklu Mimarisi’nin devamı şeklindedir.
Camii 1297 yılında Beyşehir Gölü’nün 100 m. kuzeyine yaptırılmıştır. Caminin en önemli özelliklerinden biri ağaç direkler üzerine kurulmuş olmasıdır. Ahşap tavanı, minberi ile oldukça görkemli bir yapı olan Eşrefoğlu Camii, Selçuklu’nun ustalıkları ile tam 704 yıl ayakta kalmayı başarmıştır. Anadolu’da ağaç direkler üzerine oturan düz ahşap tavanlı camilerin en büyüğü olan bu cami ahşap, çini ve kalemişi uygulamaları ile en zengin ince mimari örneklerini gösterir.
Ahşap kapı sadece Türklere ait bir yöntem olan kündekari işçiliği ile yapılmıştır. Bu işçilikte vida veya herhangi bir sabitleyici metal eleman kullanmadan geçme sistem yöntemi kullanılmıştır.
Otel Binasındaki Kartal Figürü
Selçuklu Hükümdarlık simgesidir.
Otel Amblemi
Sivas Gök Medresesinin Taç kapısından bir ayrıntıdır. Nilüfer ismi ile bilinen stilize edilmiş Lotus motifidir.
Otelin Ana Giriş Kapısındaki Taş İşçiliği
Karatay Medresesi’nin ana giriş kapısından kopyadır. Kapı Selçuklu devri taş işçiliğinin şaheser bir örneğidir. Yazı ve desenlerle süslenmiştir. Kapının üzerinde medresenin yapımı ile ilgili kitabeler yer almaktadır.
